Etiketler

19 Haziran 2015 Cuma

VEDALAŞMA VAKTİ: KAYBETTİK

                                          
  VEDALAŞMA VAKTİ:KAYBETTİK
     Geçip giden ne varsa hepsiyle yürekten vedalaşmak gerek. Bilmeliyiz ki beklentilerimiz, ya olursa diye iç geçirmelerimiz, tekrar tekrar peşinden koşmalarımız, dua ve inzivaya çekilmelerimiz hep zayıf kişiliğimizin ürünü. Kaybettiğimizi kabullenemiyoruz bir türlü ama ben söyleyeyim: KAYBETTİK, KAYBETTİK, KAYBETTİK!!!…
       Annelerimiz dualarını yaparken biz fiili duamızı yapamadık, yüzüne her baktığımızda utancımızdan ölmek istedik yine de yapamadık. Ölmeyi isteyecek kadar utandık, tiksindik kendimizden yine başaramadık. Spontan hayatlarımıza küçük renkler katmak istedik, kimi zaman başardık. Başarılarımız hiç takdir görmedi, hatta görmezden gelindi çünkü bizim, bizim adımıza mutlu olan bir çevremiz olmadı. Kaybımızla mutlu olan çok oldu ve onları sevindirmeyi bir görev bildik. Bu kahırla ve bitmeyen sorgulamalarla hep yeniden başladığımız yere geri döndük. Kafamızda tonla soru işareti: NEDEN, NEDEN, NEDEN? !!!
       Kıyıya her yaklaşmamızda ya bir rüzgâr ya bir fırtına ya bir heyula… Gücümüzü kesiyor, boşuna çırpınıp yorulmamıza sonra da alabora olup boğulmamıza sebep oluyordu. Savaşmadık mı? Evet savaştık fakat maalesef düşmanlarımız kancık ve savaş ahlakını bilmiyor. Ama ne zaman nereden ve nasıl vuracağını biliyor ve kazanmış görünse de hep kaybettiğini düşünüyor. Bu belki bir nimet.

   Kaybettik ve bir türlü kabullenemedik. Alınyazısını doğru okuyamadık.Yedi kuşak belirlermiş insanın kaderini. Yedi kuşak kazandı, biz kaybettik. Bir yerden sonra mücadele yüzsüzlüktür! Gitmediği yerde durmak gerek. Bunu bilsek de debelenmekten, rüsva olmaktan ve utanmaktan yorulmadık. Kaderimizde olmayanı yaratmaya çalıştık haddimiz olmadan. Her seferinde ayağa kalkacak bir bahane bulduk. Ya şimdi?...

4 Haziran 2015 Perşembe

ESKİ ZAMAN KALINTILARI (edebistan.com'da)

ESKİ ZAMAN KALINTILARI


Soluksuz bir gece bu.
Sesler bölebilir filmi.
Odamın tavanında uçuşan
Silüetin gibi parçalanmış zaman.
Şuurumaltında dolaşan binlerce kehkeşan
Bilinmedik bir zafere çekiyor yolumu.
      Acı yok /kimi zaman/
      Nefessiz de aydınlanıyor insan.
Bir kral mezarıdır çocukluğum
Alameti bakışlarımda.
Bakışlarım irkiliyor kapı gıcırtısıyla.
Odalar var, her yerde insan,
Oralarda bize kalmamış mekân.
Bundan mı ki yurtsuzluğum?
       Ellerimde eski zaman kınaları.
       Annemin sırrıdır: “Kadın nişansız(kına) olmaz.”
       Ellerime bak anne
      Nişansız yola çıkılmaz.
      Avuçlarımda pusulam
      Ne yöne gitsem bin bir sokaklı çıkmaz.
Havsalamda mahşerî kalabalık,
Hepsinin suratında donmuş mağlubiyetler
Niyet ettim unutmaya!
      Sonra dedim ki
  Anılar atlı, umutlar yaya!
                               (06. 03.2015)
                             Ayşe OKTAY (@yazargibiyim)