Etiketler

29 Ekim 2018 Pazartesi

Benım Kırılgan Utopyam

Külkedisi’ni aramayın.
O,bahçesinde dikensiz otların büyüdüğü
 Yeşilin binbir tonunu barındıran yapraklarla süslenen
Dev ağaçlarla bezenmiş,
Ölümsüz kedilerin yaşadığı ormanımsı evde unutuldu.
Derler ki hiç yaşamadı,
Var olmadı kırılgan silüeti.
Sisli camların ardındaki fersiz surat
Zanlarınızın eseriydi.
Yokluğu düşmüşse fikrinize
Hiç örtülmediyse üstü genç kız hayalleriyle
Aynaya yansıyan suretine rastlanmamışsa
Adı yoksa telefon rehberinde
O, zaten yaşamadı.
Ama ben bile bulamam yolumu.
7 yaşından beri dedemin dut ağacında yaşıyorum.
Elimde bir dut kovasi, kuzenimi bekliyorum.
Geçitlerim zamana yenik düşmüş
Dambasina uzattığım merdiven de çürümüş.
Beklentiler unutulmuş.
Dallara karışmış bedenim.
Öyle bir yerdeyim,
Geçmiş, çoktan gitmiş,
Gelecek sanrıdan ibaretmiş. (28 Ekim 2018)

18 Ekim 2018 Perşembe

Geçen Yüzyılda


Beni Bulamıyorsun.
.
.

Kekik kökenlerinin  dibinde
Oturdum kendimi düşledim.
Çok pişmanlığım var mıydı hayatta?
Kim kadar ben olabildim.
Kaybetme korkum olmasa
Yine aynı şıkkı seçer miydim?
Biraz buruk bir mutluluk…
Başka seçeneğim olsaydı
Yine palamut toplar mıydım 6 yaşındaki hâlimle?
Denedim, geri döndüm.
Babaannemin sesi geldi:
Süpürge otları büyümüş,
Mor çiçekli olanları derleyecekmişiz.
Koşarak gittim yanına.
Beni bekleyen otobüs
Çoktan gitti yoluna. Kaçırdım. Gidemedim.
Yeniden topladım valizimi,
Biletlerimi de aldım hem de cam kenarından.
Dedem at arabasını hazırlamış.
Ayaklarımızı sallayabilirmişiz arkasından.
Akşamüstü gidecekmişiz bostan yanına.
Kaçırmadım, gittim ben de… Gerisi malum
Hâlâ ilk oyuncağım atlı aramı arıyorum.
Bulursam gidebilirim belki.
Yine başka çocuklar almış.
Benim her şeyimi başka çocuklar alırdı.
Pembe gelinliğimi de başka çocuklar aldı.
Yine de vazgeçmedim.
Sevdim anladığım kadar.
Çok kızsam da çok sevdim.
İnsan neyi eksikse öyle davranırmış.
Eksene göre ters, bana göre olağan.
Geçmişte bir yerlerde.
Bak işte orada duruyorum,
Otların içinde kara böcek kovalayan,
O, benim.
Ya sen?
Aynı çağın insanı değil miydik?
 Neden bu kadar uzaklık?
Semt, kent, şehir…
Fazla yabancı, fazla soğuk.
Odun talaşı kadar ısıtmıyor bazı sözler.
En iyisi mi susmalı herkes.
18.10.2018
20.19