Etiketler

31 Aralık 2018 Pazartesi

Hayal Beşiğimin Ninnisi

Gözlerimi kapatınca mı başlıyor hayat?
Geceyle gelen aydınlık
yazar gibiyim
hayal beşiğimin ninnisi
Özlemimle çoğalan zihin odaları…
Ninnisisin hayal beşiğimin.
Sarsıldıkça sesindir avuntum
Yalnızca bir fısıltı
Bir intiba
Sonsuz uykular vadediyor.
Uyuma isteği ve kavuşma sevinci.
Birbiriyle yarışan iki oyuncu.
Aldanışımın tadı
Gerçeğin miladı
Rüyalarım aydınlandıkça
İnancım hayatla yüzleşiyor.
Özlemimde çoğalan ah’ları göğsümde biriktiriyorum.
Acı acı soluyorum dingin akşam vakitlerinde.
Silüetin kaplıyor odamı
Ki
Miskin kediler gibi emiyorsun umutlarımı.
Yalnızca kendine koşuyor her adımın.
Olmaz olasıca her bir hamlen.
Bana dönük cüssen
Kendine ithafen
Methiyeler diziyor.
Bıktım, anlayabiliyor musun?
Çok isterken bıktım.
Yok gibisin /aslında/
Hayat fonksiyonlarıma karışmıssın
Bakışlarının değdiği yerlere
Sonsuz otağlar dikiyorum.
Demir atıyorum ellerinin dokunduğu yere.
Hayallerime bile hudut çiziyor kimliğin.
Sözcüklerin benim dilimden dökülüyor.
Bu saatten sonra ayrılık yok,
Seni varlığımda taşıyorum.
Ayşe OKTAY
#yazargibiyim
 (31 Aralık 2018)



















23 Aralık 2018 Pazar

Bir Gar Masalı


Bir gar meydanında kadın,
Beklentisiz bir yolculuğa ilk adım.
yazar gibiyim şiir
bir gar masalı
Ellerinde valizler ve genzini yakan sigara dumanları.
Kimden öğrendi bu kadar göçmeyi?
Her dakika geçip giden silüetlerden bir parça mıydı?
Nerede unutuldu kökleri?
Kimin kızı?
Kimin kardeşi?
Kimin sevdiğiydi?
Evi, şehri, köyü, kenti, kasabası, oyun tarlası neresiydi?
Bir gar meydanı ve hep aynı sahne.
Hava soğuk, kalbi kırık.
Kalbi eşyalardan da ağır.
Bir taşa tutunup okyanusun derinlerine çekilir gibi
İlerliyordu her istasyonda.
Bu bir varış değil belli ki!
Belli ki yolculuk masalıydı.
İstasyonlar kimin eseriydi?
İnsanlar neden gitmek zorunda?
Kimilerinin akşam olunca gideceği yer belliyken
Kimileri neden sığamıyordu evrenin hiçbir zerresine?
Yazlar çok sıcak, kışlar çok soğuk
Coğrafi terim gibi kimileri için hayat.
Her şeyde bir eksiklik
Her yerde bir yabancılık.
Daha iyisini umarak göçmek kadar yavandı buldukları.
Aramak kimin eseriydi,
Bulmak kimin nasibiydi? 
Ayşe OKTAY 
Aralık 2018 (10. 20)

16 Aralık 2018 Pazar

DUA

Ya Rabbi!
Nefsimi küle çevir
Ben nefsimden bıktım
Onu güle çevir.
Gönlüm var, darılır
Kalbim var kırılır.
Ben gönlümden de bıktım
Tut kalbimden sana getir.

12 Aralık 2018 Çarşamba

EYVALLAH


yazar gibiyim
Eyvallah



















Aklın erişemediği yerde
Bir telefon bir ses.
Bir ses insanın hayatında küçük bir es.
Kalbinde büyük ve kalabalık kentler gibi.
Öngörümü yitirmişim,
Sisli bir yola berrak bir sesle girmişim, eyvallah.


Sesin insana sınırlar aştırıyor.
Fethetmeye çalışıyorsun gökyüzü gibi duran her yeri.
Deli cesareti veriyor,
Numaraları tek tek ezberletiyor,
Yarı yaşındaki çocuklarla mahallede top koşturuyorsun.
Ama sesin bugün “Hiç yoktum” diyor.
Yanılmışım, eyvallah.
Peki, bu ani rol değişikliği,
Uçarken yere çakılmanın ezikliği
Ve hiç gelmeden gidişinin mahçubiyeti.
Hesaplar kime kesilecek?
Onları da öderim, eyvallah.

Gökyüzünü ve havayı bana bırak
Bana nefes alacak yerler aç.
Mış gibi sandığım her gün için
Algıma, kalbime, anlayışıma eyvallah.
#yazargibiyim
instagram: @mahayyel|_l