Perdeler kalktı.
Kendi irademle seçtiğim sözde gerçekliğin sırrı aralandı.
Ta en başından bir parçası olduğum kurmacanin kahramanları oyundan çıktı.
Artık yanıp sönen lambalar yok.
Issızlığın uğultusuna kilitlenmiş
Uçsuz bucaksız bir yaz günü panayırı...
Apaçık
Işıltısız
Sessiz ve renksiz
Çıplak ve aleni...
Korkunç gerçeklikler çevreliyor suratımı
Bitmeyen bir aidiyetsizlikle evriliyorum
Benim sandığım sohbet odalarından bir yabancı gibi kaçışım ibretlik,
Muhabbet dediğin de lafügüzafttır.
İnsan yalnız kendini dinlemeli.
Maskesiz yüzlerdeki endişeye
Zoraki ve yalansız konuşmalar ekleniyor.
Göğsümde açılan derin bir boşluk
Boşlukta yükselen dağlar ve uçurumlar var.
Salıveriyorum oradan aşağıya
Kaburgalarımda biriken ağırlığı.
Pıt pıt terapi sesleri yükseliyor.
Tuttuğum elleri bırakıveriyorum
Bir özgürlük hissi sarıyor bedenimi
Gerçeğime yürüyorum.
Ben olmadığım yollardan çıkıp
Bana doğru koşuyorum.
Özlemişim
Kavuşuyorum. (17/06/2022)
Ayşe OKTAY
#yazargibiyim #makaleseç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder