Etiketler

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Makale Yazarı Nasıl Olunur?

Makale Yazarı Nasıl Olunur?

Uzun zamandan beri bu konuda net ve aydınlatıcı bir yazı paylaşmak istiyorum. Görüyorum ki internette dolaşan “Makale yazarı nasıl olunur?” başlıklı yazılar sizlere sağ elini kaldır, başının üzerinden dolandır, orada azıcık dinlen ve artık sol kulağını tutabilirsin tarzında telkinler vermekte. Bilginin paylaşıldıkça çoğaldığına inanan insanları örnek aldığım için böyle gereksiz jimnastik hareketleriyle sizi yormak istemem. Uzun uğraşlar sonucu aradığı makale yazarlığı işini bulamamış insanlar için bu konuda yazılmış e-kitapları da üzülerek inceliyorum. Adam zaten parasız, evden çıkacak ne maddi durumu ne de morali var ve sen bu insanlara iş bulma yöntemleri bilgini parayla satmak istiyorsun.
Makale Yazarı Olmak İstiyorum
Makale yazarı olmak istiyorum ama bunun nasıl olacağını bilmiyorum diyorsanız bu yazıda bunun net olarak cevabını alabilirsiniz. Bu iş için seo, makale çeşitleri, yazım kuralları gibi konularda bilgi sahibi olmanız gerekir. Fakat bu konular ayrı bir makale konusu olduğundan şimdilik buna değinmiyorum. Burada makale işi için nasıl bir başlangıç yapılabilir konusuna değineceğim.
Bunun için en kestirme yol makale sitelerine direkt olarak mesaj atmaktır. Açıkçası ben hep böyle iş buldum. Hâlâ da devam ediyorum. (Çünkü herkes gibi en iyisini arıyorum.) Size genelde çeşitli sitelere üye olup oradan bir profil oluşturmanız öğütlenir. Böylece makale işlerine teklif vererek karşı tarafın bunu kabul etmesi durumunda işe başlayabilirsiniz. Peki siz bu işe yeni adım atacak biri olarak orada oluşturduğunuz bomboş profile tekliflere yağacağına inanıyor musunuz?
Diğer etkili bir yöntem de iş ilanlarını takip etmektir. Buradan başvuru yaptığınız işlere dönüş aldığınız takdirde makale yazarlığına başlayabilirsiniz. Fakat maalesef bazı başvurularınız incelenmeyecek bile. Ben bu soruna şöyle bir çözüm buldum: İlandaki makale sitesini google’dan aratıp bu siteye iletişim adresinden mesaj bırakabilirsiniz. Bazı sitelerin “Yazar Ol” bölümünden direkt olarak da yazarlık başvurusu yapabiliyorsunuz. Bu yöntemle aynı gün içinde bile mesajınıza dönüt almanız mümkündür. (Cevap alamamanız durumunda yazarlık başvurusu yaptığınız bazı sitelerin birbiriyle bağlantılı olma ihtimalini de düşünmelisiniz.) Şöyle de bir ipucu vermiş olayım eğer başvurunuza iki gün içinde dönüş alamadıysanız genelde sonuç olumsuzdur. Yeni başvurular yapabilirsiniz.
Yukarıda belirttiğim her iki yöntemde de görüldüğü gibi en etkili yöntem makale siteleriyle direkt olarak iletişim kurmaktır. Bunu yaparken siteleri iyi incelemeniz gerekiyor. Profesyonel sitelerle iletişim kurmanız her zaman daha doğru bir tercihtir. Hakkımızda bölümünden site hakkında bilgi almak muhakkak gereklidir. Bazıları burada pek bilgi vermez genel bilgiler içerir. Ancak az çok bir sitenin profesyonel olup olmadığı anlaşılır. Sitede hem e-posta adresi hem de ofis telefonu varsa bu bir nebze daha iyidir. Belli bir ofis üzerinden çalışanlar bu işi kurumsal olarak sistemli bir şekilde yürüttüğünden daha güvenilirdir.
Siz de bu işi yapabileceğinize inanıyorsanız “Makale Yazarı Nasıl Olunur” konusunda yukarıdaki yöntemleri uygulayarak kendiniz için bir başlangıç yapabilirsiniz.


13 Haziran 2016 Pazartesi

YABANCILAŞMA



YABANCILAŞMA
Ömrümün sayfalarında yabancı satırlar dolaşıyor
Emanet kitaplar gibi /her bir söz/
Başkasına yakışıyor.
    Tanıdık bir yüz arıyorum sokakta
Bölük pörçük birkaç görüntü
Soluk ve renksiz kareler
Durdukça yabancılaştığım bu mahalleden giderken
Sahipsiz anılar bırakıyorum.
  Dudakları kımıldıyor komşunun
Belli ki bana bir şeyler söylüyor
Anlamsız bir denge içinde /sesler/
Uğultu hâlinde beynimi oyuyor.
   Kimliği belirsiz nesneler gibi
   Düşüyor sözcükler hayatıma
  Dokunmadan, ilişmeden
  Bir yabancının soğukluğuyla.
     Keşkelerle kovsam diyorum
     onca pişmanlığı
     Vakitsiz yapılan her eylem gibi
     Külfeti bana kalıyor. 
Ayşe OKTAY (13 Nisan 2015)


29 Nisan 2016 Cuma

UMUT TACİRLERİ




Merhaba,
Umut tacirleri adını verdiğim bu yazımı genellemek istedim. Bu yazımı karınca gibi sıska bacaklarının üstünde durarak  koca bir “izm” sistemini sırtında taşıyan herkese ithaf ediyorum. Fakat bunu yaparken sizlere asla dik durun, duruşunuzu bozmayın, değerinizi bilin, demeyeceğim. Biliyorum ki şartlar bazen size kendinizi değersizleştirme iznini veriyor. Kepçesinin kimin elinde olduğunu bilmediğimiz bir kazanda kaç kez tepetaklak olup kaç kez doğrulduğumuzu bilmiyoruz belki de.  Ama yine de güçlüyüz, bizi kimse öldüremiyor. Akan bir nehirde tersine yüzmeye çalışıyoruz hiç bıkmadan ve bu başlı başına bir sorun gözüküyor. Yapmamız  gereken tam da şu aslında: “salıvermek”. Gittiği yere kadar deyip gerekirse toslamak. Yeterince tosladıktan sonra yön değiştirmek.
O kepçenin sahibini bulup bir şekilde kendilerinin ekmeğine yağ sürerek geçinmeye çalışanlara kızgınsınız belki ama bir düşünün! Aynı şans size verilseydi onlar gibi olabilir miydiniz? İşçinin aldığı bir günlük izinde bile gözü olan kodamanlardan olabilir miydiniz? Kendisi  1 milyon kazanıp çalışanına 1000 tl. nin hesabını yapanlardan olabilir miydiniz? Bu mevkiye nasıl geldiniz sorusuna içten içe hınzırca gülerek ama yapmacık bir tavırla “insanlara tavsiyem ‘çalışın, çok çalışın’” diyebilir miydiniz? Çalışmanın tek başına yeterli olmadığını birilerinin “kazancılar” tarafında birilerinin de “bulgurgiller” tarafında olduğunu biz zaten biliyoruz. Bulgurun kaderini kim ne kadar değiştirebilir ki? Umut tacirleriyle kim baş edebilmiş bugüne kadar?

Başarının bile fazlalık olduğunu, kaliteli duruşların onlara fazla geldiğini ve aradıklarının tam da sen olmadığını biliyorsun artık değil mi? En iyisi olmak demek en iyi rolü yapabilmek demek. Bunu biz bilmiyor muyuz? Yeni öğrendik. Ancak yaşımız, kalıplarımız ve biricik ailelerimiz, ailelerimizin öğretileri  gereği kişiliğimizde değişiklik yapacak durumda değiliz. Ne diyelim, Allah onlara zeval vermesin, Allah kişiliğimize zeval vermesin.