Etiketler

15 Ağustos 2021 Pazar

TEMASSIZ GEÇİYORUM DÜNYADAN

Temassız Geçiyorum Dünyadan

Temassız geçiyorum dünyadan

Dokunulmamış anılar götürüyorum avuçlarımda.

Sonu bilindik hikâyeler yazıyorum gökkubbeye.

Akşam olunca

Küçük kahveli kaçamaklara döküyorum içimi.

Kahve fincanlarının dibinde biriktirdim heveslerimi.

Sinemdeki közlere basıp geçecek cesareti yoktu kimsenin.

Vakti de yoktu.

Sabrı da yoktu.

Beklemedim ki dinlenmeyi, anlaşılmayı…

Anlaşılmak gibi bir derdim de yoktu.

Derin sessizliklere sarılıyorum kimi vakitler.

Şalıma saklanıp boşluğa dalmak da bir ihtiyaç oluveriyor.

Sessizliğin kopardığı fırtınadan irkilerek kalktığım o anlarda

Kafamın içinde atlı ordular çarpışır

Tutamam bedenimi

Sarsılırım eylemli cümlelerin ağırlığından.

Bir inilti dolanır dudaklarıma

Ağrılarıma sarılıp uyuma ihtiyacı geliverir.

Soluklanacak yer ararım.

Evrenin yuvarlağına kondurduğum /sandalyem/

Sandalyem müzikli ilkokul oyunlarında kapılmış olmalı.

O fırsatçı çocuklara söyleyeceklerim var:

Yerimi dolduramayacak dünya!

Kent ormanları gibi

Hep vardım bir yerlerde

Uzaktan izlediğimiz görkemli koruluklar gibi

Soğuk ve mesafeli çitler çektim bedenime.

İzin verdiğim kadar görülebildi yeşilliklerim.

Serin ve kuytu gölgeliklerim vardı.

Hazinemdi onlar.

Açamadım. Ayşe OKTAY  (10 /08/ 2021 -  16 /08/2021)

#yazargibiyim #makaleseç

İnstagram: muhayyel_l

 

Yazar Gibiyim- şiir

 

7 Ağustos 2021 Cumartesi

İPEK BÖCEĞİ

İpek Böceği

İPEK BÖCEĞİ

Nice tokmaksız kapıdan geçtim

Eşikten eşiğe koşarken şükretmenin hazzına vardım.

İçimde saraylar yıkıldığında.

Benim olan harabelere sığındım.

Haneler sakinlerini ışıltılı memleketlere uğurladı.

Yıldızsız kentlere aldandı arzular.

Haneler ışıksız kaldı.

Yapayalnız bir yolculuktu zahirdeki.

Oysa sen tutuyordun ellerimi.

Dağ başına son umut gibi kondurulmuş,

O küçük kulübeden sızan ışık da söndü.

İçimdeki gaz lambalarını yakıp

Yeniden bir yola çıkma vaktidir.

Belki eylemsizliktir,

Ütopyamda büyüttüğüm dut ağacının kovuğuna sığınıp

İpek böcekleri gibi yarınsız yaşamaktır ihtiyacım olan.

Belki…

Sır gibi sakladığım heveslerime tutunup

İçten dışa bir koşuştur .

Anda kalmaktır,

Kendimi bulmaktır.

Bulduğunu sevmektir.

Sevdiğine ikna olmaktır.

Yolculuğumun bundan sonraki durağı

Yeni bir nefesle çoğalmaktır.

Kim bilir… (14 Temmuz-8 Ağustos 2021)

Ayşe OKTAY- #yazargibiyim #makaleseç instagram: @muhayyel_l

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

19 Mayıs 2021 Çarşamba

Mumlar ve Tütsüler

 


Mumlar ve Tütsüler

Satırlarımda dolaşan kokular

Çoktan gitmişlik hissine yön çiziyor.

Sır kokuyor sır.

Anda kalmakla bir ilgisi olmalı kokuların.

Işınlanıveriyorum ansızın çocukluk yaralarıma.

Kanatıyorum, kanatıyorum.

Zaman denen nesneyi çiğneyip geçiyorum.

Anıların eskimek gibi bir huyu olsaydı

Göğsümden dikenler çıkarmazdım kanata kanata.

Hatıraların ekmek bıçağından bir farkı yok.

Kalbimizi tırtıklayarak deşiyor, haberimiz yok.

Atlı arabamla kaybolan ilk sevinçlerim

Yabancı soluklardan umut fısıldıyor.

Bir tütsünün kıvrımlı dumanında sürüyor yolculuğum.

Duraklarca inip binmekten yorgun düşen kalbim

Kente giriş için sıra bekliyor.

Kâh saç telime kadar kızardığım sebze bahçesinde alıyorum soluğu

Kâh onlarca kişilik odadan kaçarak çıktığım bayram sabahlarında.

Korkunç suratlar görüyorum etrafta;

Yiyici, kan emici, utandırıcı, suçlayıcı, sorgulayıcı…

Hiç durmadan hareket etmemin kaynağını buluyorum.

Durursam katlanamayacakmışım,

Hep koşmuş, hep kaçmışım.

İsmini koyamamışım.

Bir yerde sebat göstermeyi öğrenene kadar sürmüş

Tırtıkçılarla yüzleşmem.

Kalbimi yoran ne varsa karşıma çıktı bu yolculukta.

Ama atlı arabam son gördüğüm yerde değildi

Sis bulutlarının içinde dört yaşında küçük bir kız dolanıyor.

O, biliyor oyun oynayamayacak kadar yetişkin olduğunu.

Akrandan öğreniyor, taklit ediyor.

Oyuncaklarım fezaya mı atıldı?

Kaç milyon yıl gerekir tamamen yok olmalarına?

Bir zamanlar temas ettiğim her şey

Tamamen yok mu oldular

Birikiyorlar mı yoksa bir yerlerde?

Başka bir âlemde yeni bir yolculuğa çıkmış olma ihtimallerini düşünüyorum

İlk oyuncağım nerede?

Merak ediyorum. 

                           Ayşe OKTAY (10/01/2020- 02/05/2021) (23.49)


#yazargibiyim

#makaleseç

 

 

 

29 Ocak 2021 Cuma

Kış Katarsisi

 


Kış neden seni hatırlatıyor

Donuk bakışların dikiliyor karşıma.

Telaffuzu imkânsız bir dili var mizacının.

Ezberini unutmuş zavallı bir ilkokul çocuğuyum karşında.

Buz tutuyor bedenim,

Kapanıyor şehrin tüm yolları.

Göğe çevirip başımı medet umuyorum.

Kaskatı kesiliyor, bu kar sağanaklarında.

Korkunç biri beliriyor,

 Müphem bakışlarına kafa tutacak mecali olmayan,

Kalmaktan yana yol bulamayan,

Bu kaçak kız.

İçimdeyse kaynayan şelaleler akıyor,

Üstünde yumuşak buharların gezindiği

Sıcacık şelalelerin başında geçiyor saatler.

İçimde çok seviliyoruz.

İçimde çok mutluyuz.

İçimde ayrılık yok.

Birbirimizin uzantıları gibi

Ayrılığın ve kavuşmanın olmadığı

Bir ırmaklar şehrinde var olmuşuz.

Birlikte yaratılmışız.

Ki senin bundan da haberin yok.

Kış, en çok sana yarıyor,

Nefret ettiğin egomdan zerre kalmıyor

Kışa yeniliyorum görmüyor musun?

Ya aşarsan diye ince ince işlediğim /duvarlarım/

Duvarlarım bir bir yıkılıyor.

Üstümde boyuma varmayan ince bir şalla

Kalakalıyorum damsız bir evin ortasında.

“Ne olursa olsun” diyemedim ya

Kış… En çok pişmanlıklarımı hatırlatıyor. Ayşe OKTAY - (17 Ocak 2021)

BLOGLAR: 1)yazargibiyim.blogspot.com     2)makalesec.blogspot.com


#yazargibiyim

#makaleseç