Etiketler

19 Mayıs 2021 Çarşamba

Mumlar ve Tütsüler

 


Mumlar ve Tütsüler

Satırlarımda dolaşan kokular

Çoktan gitmişlik hissine yön çiziyor.

Sır kokuyor sır.

Anda kalmakla bir ilgisi olmalı kokuların.

Işınlanıveriyorum ansızın çocukluk yaralarıma.

Kanatıyorum, kanatıyorum.

Zaman denen nesneyi çiğneyip geçiyorum.

Anıların eskimek gibi bir huyu olsaydı

Göğsümden dikenler çıkarmazdım kanata kanata.

Hatıraların ekmek bıçağından bir farkı yok.

Kalbimizi tırtıklayarak deşiyor, haberimiz yok.

Atlı arabamla kaybolan ilk sevinçlerim

Yabancı soluklardan umut fısıldıyor.

Bir tütsünün kıvrımlı dumanında sürüyor yolculuğum.

Duraklarca inip binmekten yorgun düşen kalbim

Kente giriş için sıra bekliyor.

Kâh saç telime kadar kızardığım sebze bahçesinde alıyorum soluğu

Kâh onlarca kişilik odadan kaçarak çıktığım bayram sabahlarında.

Korkunç suratlar görüyorum etrafta;

Yiyici, kan emici, utandırıcı, suçlayıcı, sorgulayıcı…

Hiç durmadan hareket etmemin kaynağını buluyorum.

Durursam katlanamayacakmışım,

Hep koşmuş, hep kaçmışım.

İsmini koyamamışım.

Bir yerde sebat göstermeyi öğrenene kadar sürmüş

Tırtıkçılarla yüzleşmem.

Kalbimi yoran ne varsa karşıma çıktı bu yolculukta.

Ama atlı arabam son gördüğüm yerde değildi

Sis bulutlarının içinde dört yaşında küçük bir kız dolanıyor.

O, biliyor oyun oynayamayacak kadar yetişkin olduğunu.

Akrandan öğreniyor, taklit ediyor.

Oyuncaklarım fezaya mı atıldı?

Kaç milyon yıl gerekir tamamen yok olmalarına?

Bir zamanlar temas ettiğim her şey

Tamamen yok mu oldular

Birikiyorlar mı yoksa bir yerlerde?

Başka bir âlemde yeni bir yolculuğa çıkmış olma ihtimallerini düşünüyorum

İlk oyuncağım nerede?

Merak ediyorum. 

                           Ayşe OKTAY (10/01/2020- 02/05/2021) (23.49)


#yazargibiyim

#makaleseç