Etiketler

27 Eylül 2023 Çarşamba

Bu Uzaklığın Bir Yakınlığı Var

 



        

Gözlerine her baktığımda

Aramızda yeni uçurumlar açılıyor.

Yeni ve sonsuz uçurumlarda köksüz ağaçlara teslim ediyoruz bedenlerimizi

Ki ben o yarlardan sayısız düşüşlerimi biliyorum.

Son düştüğüm yerde atıyor kalbim hâlâ.

Kalbim dizlerimde atıyor.

Düştüğüm yer bir köle pazarı.

Kanım akıyor izbe bir koridora.

Peşinden yaşanabilir ne varsa umut ettiğim…

Varoluşuma adadığım kavgalarım

Ben olmak için verdiğim çabalarım

Kalbimin odalarında büyüttüğüm çiçeklerim.

Elimi attığımda tutacağım ümitlerim.

Sandık lekesinde kaybolan heveslerim,

Bir avuç gözyaşında boğulan sözlerim.

Ödediğim bedellerim…

 

Bu yakınlığın bir uzaklığı var.

Senin kaçamadığın girdapların

Benim geç kaldığım duyguların

Koşup koşup aynı eşikte karşılaşmamız,

Yine dönüp çaresizlikle kaçışımız,

Hedefsiz, bozguncu rüzgârlar gibi etrafa saldırışımız,

Kendimize vuruşumuz…

 

Hiç yara almadan çıkmak da bir başarıysa bu savaştan

Ölü bedenlerle savaşmamıza bir ad konmalı.

Kan ve yara.

Ölümsüzlüğümüze bedel gerekiyordu elbet.

Yüz yüze bakamayacak kadar basıp geçtik

Egolarımızın üstünden.

İz bırakacağız, biliyoruz.

Konuşamayacağımız acılarımız var.

Bilseler korkarlar.

Ya da bilmesinler, orta akıllılar.

Bugün ya da başka bir zaman diliminde

Burada veya başka bir yerde

Yollarımızın kesişmesini beklemeyeceğiz.

Ruhen ayrılamayacak kadar karıştık,

Belki merak ederiz tenlerimizin aldığı şekilleri

Saçlarımızın yaşadığı dönüşümü,

Belki ses tonumuz duruyor mu diye bir de selamlaşmak isteriz.

Biz duruyor muyuz, orada mıyız?

Gelecekte ne kadar varız,

Merak ederiz… 

‎(3 ‎Ağustos ‎2023 ‎Perşembe, ‏‎21:27:20- 28/09/2023 Perşembe, 00,34)     

                                                                                        Ayşe OKTAY

 

        

 

 

 

 

 

17 Ocak 2023 Salı

Fezada Yolculuk


zihninde yer ettiğim kadar varlık sürüyorum.

Beni hatırlamazsan hiç yaşamamışım gibi olacağım.

Unutulmuş isimlerden, terk edilmiş evlerden bir parça olacağım.

Beni hatırlamazsan kaybolup gideceğim fezada

Bugün ya da başka bir gün ölmemin bir farkı olmayacak.

Yokluk denen toz bulutunda,

 bir zerreceği doldurmakla görevlendirileceğim belki de.

Soluduğun havada sonsuzluk çağrısını bekliyor olacağım.

Akşamın ışıkları kırılıyor

Binbir duraklı semada

Yıldızdan taşıtlar inip kalkıyor.

Kimliksiz çocuklar dolaşıyor ay ışığında.

Oyun alanları parsellenmiş sayısız çocuk.

Aidiyet umuduyla ışıklı bahçeler peşinde.

Ama çocukların uyku saatine ne oldu?

 Sabah olacak bir şeklide.

Yaralı çocuklar evlerinden çıkıp sokakları dolduracak bu sefer.

Dokunmadan geçecekler bağ kurma ihtimali olan hiçbir varlığa

Evrene borçlu kalmayıp

Gururlu bir alacaklı gibi

Dimdik selamlaşıp gidecekler.   (24/ 09/2022) Ayşe OKTAY