22 Temmuz 2013 Pazartesi
20 Temmuz 2013 Cumartesi
ONA MEKTUP
Buram buram yokluğun dolaşıyor rüyalarımda.
Beni gördün mü hiç, uzun zamandır sokağında?
Sana kolaydı evet, geçmişe yok deyip yürümek
Hep yeniden, hep yeniden seni beklemek
bana zordu.
Bekleyişim sana minnet.
Çok zaman oldu, sen değişmişsin
Çevren değişmiş.
Benim çevrem sensin
Senin evin, senin sokağın.
Zaman geçti, mevsimler değişti.
Hâlâ orada bekliyorum seni
Çocukluğumuzdaki gibi
Evinizde bekliyorum seni.
Ne olur ihmal etme beni.
19.03.2013
Yazar Gibiyim
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
17 Temmuz 2013 Çarşamba
2007'de Edebiyat Otağı Dergisi'nde yayınlanan şiirim :))
BULUŞMAK ÜZERE
Yakup’un gözyaşlarını serpsen cihana
İbarahim’in ateşi gül-gülistan olur.
Denedim, söz geçmiyor ağyara
Formüller iflasta, yüreğimiz kalmış bir tek
Ruhun üflendiği güne hürmet,
Damlalarda buluşmak üzere…
Zihmime vurulan kelepcelere.
Açmazlara düşmüşüm döner bîçare,
Bir kapı umarak yoklarım boşluğu
Gökle yerin kavuştuğu yerde,
Sınırlarda buluşmak üzere…
Sustukça zorlaşır cümleler
Sustukça artar kekemeliklerim
Konuştukça unutkanlıklarım artar,
Sustukça kekemeliklerim.
Telaffuzum bozuk am(m)a,
Kelimelerde buluşmak üzere…
Şimdi kararsız bir akşamüstü vakit
Doğmakla batmak arasında bir güneş
Batımı ebed bil, ölümü tüket gibisinden bir felsefe
Ölüm ne kadar ölü?
İnsan ne kadar hayatta?
Sorular zor, yanıtlarda buluşmak üzere…
29.03.2007 02:20
Yazar GİBİYİM
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
13 Temmuz 2013 Cumartesi
GİDECEĞİM
Gideceğim,
adımı kimseye ezberletmeyeceğim
Hiçbir gönülde baki olmadan,
çocukluktan kalma bir alışkanlığı da alıp yanıma,
İradesizliğime kızıp,
İsyanlar savura savura gideceğim.
Unutmak için verdiğim her çabayı küçümseyeceğim.
Celladım olmaya soyunan
üç beş suratı formatlayıp beynimden
acaba ile başlayan ümitlerimin canına okuyarak
dolu dizgin realite ile gideceğim.
Bir suçlu aradığım da yok üstelik
Haklı olmak eskisi kadar okşamıyor gururumu
Varlığım eski bir masalmış,
Eğreti duruyor şimdilerde.
Tüm zamanlar parsellenmiş birilerine,
Bilmem ne kadar önce.
Zamansızlıkla boğuşuyorum
Aidiyetsizliğime gömülüyorum boyumca.
Aradığım benden uzak olmasa da /her ne kadar/
Kaçış kendime olsa da
Aldanışımın lezzetiyle
Gitmek fikrini seveceğim.
Aklıma düşmez bir an eskiyi yâd etmek
Benim değildir belki aldandığım aşk
Başkasının hikâyesidir öykündüğüm,
Sudan sebeplerle koştuğum yürek,
başkasınındır.
Son cümleler kuruldu
Son söz icat edildi
İnsanlık bir adım daha ilerledi(!)
Bana kalpsiz dediniz, kalbimi kırdınız
Öfkemi yutana kadar gideceğim.
Ayşe OKTAY
(21 Ağustos 2009)
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
2 Temmuz 2013 Salı
BU ÇIKMAZ NEREDE BAŞLADI?
Bu Çıkmaz Nerede Başladı ?
Yıllar sonra o mektubu okuyunca şöyle(lafın gelişi) bir silkelendim. Bu aralar hiç böyle şeyler duymuyorum çünkü. On yıl sonrasını sorarlar ya hep, ben on yıl öncesine baktım da eski benden eser kalmamış.Ne kimseye görüş bildiriyorum ne atılıp ben bu şekilde düşünüyorum diyebiliyorum. Anladım ki bu on yıl benden bir şeyler çalmış. Mücadeleci,inandığını söyleyen vatandaş gitmiş; yerinde yeller esiyor; ama kendini hâlâ eskisi gibi sanıyor.
“Bir sen var senin içinde arkadaşım!” diye haykırıyor bir ses. “Senin akıl mazide, bedenin âtide, olmuyor böyle, olmuyor. Sonra da dersin: “Nerede yanlış yapıyorum? Nerede başladı bu çıkmaz? Allah’ım, ben neredeyim? Kim ki bu insanlar?” Olacak o kadar. Eşekten düşmüşe döndün; ağzın burnun kanamıyor ama iç organların fena hâlde kan kaybediyor, mesela kalbin.Anladın mı şimdi, en çok hasar nerede? “Mazi, içinde bir yara” fark ettin mi bunu? Gel merhem ol şimdi kendi yarana. Şimdi hatalarını sıralayacağım, iyi dinle:
1-)
Birinci ve en önemli nokta: Ben senin içindeki, özündeki gerçek “ben”. Sen ise yüzeysel düşünen, ne yaptığını bilmez basit birisin. Burada anlaşırsak diğerlerinde zorlanmazsın.
2-)
Ömür bir köprüdür, gelir geçersin. Bu kaçınılmaz son. Ne var ki bunu bile bile bu gidişata direnirsen çok yıpranırsın. Rahatla.
3-)
Bütün olayların içine girmek zorunda değilsin. Bu seni yıpratıyor. Bazen dışarıdan izlemenin zevkini tatmalısın. Ancak ölçüyü bilmiyorsun. Ölçüyü öğren.
4-)
Hep bir tek haklı arıyorsun. Oysa herkes kendine göre haklı olabilir. Esnekliği öğren.
Şimdilik bu kadar; sana vereceğim öğütler bitmedi.” diye devam ediyor sonra…
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
NOT: Bu blogdaki her türlü şiir, deneme ve makaleler zaman damgası ile korunmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)